BAĞLANMA
Bebekler dünyaya geldikleri anda savunmasız ve bakıma muhtaç olurlar ve birilerinin ihtiyaç duyduğu temel gereksinimlerini karşılaması gerekir.Bir bebeğin en temel ihtiyacı beslenme sevgi ve güvenliktir. Bağlanmanın en önemli unsuru, bebeğin ihtiyaçlarının bakım veren tarafından anlaşılması ve uygun şekilde karşılanmasıdır. Bağlanmayı ise başka bir insanla kurulan duygusal bağ olarak tanımlayabiliriz. Bebelikteki bağlanma ise bebeğin bakımvereniyle kurduğu ilişki ve duygusal bağ olduğunu söyleyebiliriz. Bağlanma, ebeveyn ve bebek arasında geliştirilen sözel olmayan duygusal iletişim üzerine kuruludur. Bir bebek, ağlama, mırıldanma veya daha sonra işaret etme ve gülümseme gibi sözel olmayan sinyaller göndererek duygularını iletir. Bunun karşılığında ebeveyn, çocuğun yiyecek, rahatlık veya sevgi ihtiyacını karşılamak için bu ipuçlarını okur ve yorumlar. Bu sözsüz iletişim başarılı olduğunda, güvenli bir bağlanma gelişir.Fakat bazı durumlarda bu sözsüz iletişim yanlış okunabilir ya da okunur ama farklı duygular ile gerçekleştirilir. Kısacası bu sözsüz iletişim bir şekilde karşılanmadığında güvensiz bağlanma gelişir. Bağlanmanın başarısı, zenginlik, eğitim, etnik köken veya kültür gibi sosyo-ekonomik faktörlerden etkilenmez.
Bağlanma için ilk iki yıl kritiktir. Bebek birincil bakım veren kişi ile bu güvenli bağı sağlarsa ilerleyen yıllarda hayatına giren kişilerle de o bağlanmayı gerçekleştirir. Bununla birlikte çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki kişilik ve araya giren deneyimler de bağlanma stilinin şekillendirmede rol oynayabilir.
Genel hatlarıyla bağlanma türlerini ikiye ayırabiliriz. Güvenli ve güvensiz bağlanma Güvensiz bağlanma ise kaygılı kaçıngan ve düzensiz olmak üzere kendi içinde ayrılır. Güvenli bağlanmada ebeveynler hassas ihtiyaç duyduğunda bebeğin yanında ve bebeğin ihtiyaçlarına duyarlıdır.
Kaygılı/kararsız bağlanmada ise ebeveynin bir var bir yok olduğu çocuğun ihtiyaçlarını bazen gördüğü bazende görmediği ve karşılamadığı ebeveynin zaman zaman yakın uzak soğuk ya da ilgisiz olduğu bağlanma türüdür.Ciddi bir tutarsızlık vardır. Kaygılı-Kararsız Bağlanmış çocuklar bağlandıkları kişi ile hem çok yakın ilişki kurmak ister hem de temasa-ilişkiye karşı dirençlilerdir.
Kaçıngan bağlanmada ise ebeveynin çocuğa karşı bir mesafesi vardır. İlişkileri soğuktur. Hatta çocuğun çoğu zaman ihmal edildiğini söyleyebiliriz. Genellikle bebek/çocukluk döneminde müsait olmayan veya reddeden bir ebeveynden kaynaklanır. İhtiyaçlar ebeveyn tarafından hiçbir zaman düzenli veya öngörülebilir bir şekilde karşılanmadığından, çocuk duygusal olarak kendinden uzaklaşmaya ve kendi kendini sakinleştirmeye çalışmak zorunda kalır.
Düzensiz bağlanmada ise ebeveynlerin çözümlenmemiş travmaları vardır ve ebeveyn figürü bebeğin/çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmiş veya gözden kaçırmış olabilir . Düzensiz, kaotik davranışlarla çocuğu korkutmuş veya travmatize etmiş olabilir.
Anne ve babanın çocuk sahibi olmaya hazır olup olmadığı, istenilen bir bebek olup olmadığı ondan öncesinde bir kardeşin olup olmadığı, eşler arasızdaki ilişkinin pozitif ya da negatif olması, çevreden gelen destek, Annenin stresle baş etme mekanizması, anne ve babanın bireysel travmaları ruhsal rahatsızlıkları bağımlılıkları sigara alkol depresyon vs. ciddi bir hastalık kayıp ya da kaza yaşanması, ebeveynlerin birbiri arasındaki tutarsızlıkları gibi birçok faktör bağlanmayı etkiler.
Bağlanmanın olumsuz etkilenmesinin ileriki yaşamda sonuçları neler olabilir?
Güvensiz bağlanmanın varlığı durumunda ergenlik döneminde, “anlamlı bir kendilik duygusu” oluşamaz. Tam tersine, dağınık, düzensiz bir “kendilik duygusu” şekillenir. Bu şekilde, ergenlik dönemiyle birlikte, kontrol edici ve düzensiz davranışlar artar. Düzenli bağlanma geliştiren ergenler duygularını düzenleme yeteneğini içselleştirerek, bağlanma figürlerinin dışındaki kişilerle olan iletişimlerinde de duygularını düzenlemede başarılı olarak uyum sağlarlar. Güvensiz(kaygılı) bağlanan bireyler yardım taleplerini daha hırçın bir şekilde dile getiriyor, tartışma anlarında da daha yıkıcı ve öfke dolu konuşmalar yapabiliyorlar. Bir problem yaşadıklarında ise kaygı ve stres içinde, çevrelerindekilerin bu problemi görmesini ve çözmesini bekliyorlar. İş ortamındaki insanlara karşı da kaygı duyabildikleri için iş yaşamlarında da verimsizlikle boğuşabiliyorlar. Romantik ilişkilerinin başlangıcında çok hızlı bir şekilde yakınlık kurmaya çalışan bu bireyler, yine partnerlerine kıyasla daha erken bir zamanda gelecek planları yapmaya başlayabiliyorlar. Sürekli terk edilme ve reddedilme korkusu duydukları için partnerlerinden hala sevildiklerine dair bir onay alma ihtiyaçları daha yoğun olabiliyor. Sosyal yaşamlarında bir kişiye bağımlı olma eğilimleri vardır.
Güvensiz( kaçıngan) bağlanan bireyler insanların ihtiyaç anında zaten orada olmayacaklarına inandığı için onlarla olan ilişkilerini kısıtlıyor, onlara güvenmiyor ve onların yanında kendisini güvende hissetmiyor. Bu kişiler bir problem yaşadıklarında diğer insanlardan yardım beklemeden ya da talep etmeden kendi içlerine kapanıyorlar. İş hayatında ise ekibe güvenme konusunda sorun yaşayabiliyorlar. Romantik ilişkilerinde yakınlık kurmada problem yaşayabilen bu bireyler, birlikte gelecek planı yapmaktan, bir tartışma anında sağlıklı bir konuşma yapmaktan ya da stres anında partnerine destek vermekten kaçınabiliyorlar. Bu bireylerin aldatma olasılığı yüksektir.
Ayrıca araştırmalara göre Güvensiz bağlanan bireylerde çeşitli ruhsal sorunların görülme olasılığı daha fazladır. Örneğin kişilik bozuklukları şiddet ve salrganlık öfke problemleri bağımlılıklar.
GÜVENLİ BAĞLANMAYI DESTEKLEMEK İÇİN NELER YAPABİLİR?
Doğduğu andan itibaren bebek ile iletişim kurarken gözlerinin içine bakmak, bebek ile anne-baba arasındaki bağı kuvvetlendirir.Özellikle hayatın ilk dönemlerinde, bebeklerin hayatında sabit bakım veren kişiler, sabit figürler olmalıdır. Çocukların hayatlarındaki diğer bakım verenlerin (bakıcıların vb.) sık sık değişmesi güvenli bağlanma ilişkisini kurulmasını olumsuz yönde etkiler. Bebekleri, küçük çocukları ayrılıklara hazırlamak önemlidir. Örneğin; işe giderken bebekle konuşup onu ayrılığa hazırlamak için ''Ben şimdi işe gidiyorum sana anneanne ben yokken çok iyi bakacak. Akşam olunca eve geleceğim yine buluşacağız'' diyebilirsiniz. Evden çıkarken çocuğa görünmeden çıkmak, kaçmak, çocuğun size olan güvenini zedeler, güvensizlik duygularını pekiştirir ve ayrılığa tepkilerini artırır. Bu sebeple mutlaka çocuğa veda edilmelidir.
Gideceğini bebeğe belli etmek, vedalaşıp tekrar geri geleceğini belirterek evden ayrılmak çocuğun kendini terk edilmiş hissetmesinin önüne geçer ve güvende hissetmesine yardımcı olur. Vedalaşmadan evden çıkmak baş edilmesi daha zor olumsuz sonuçlara yol açar.
İlk bakım verenlerin anneler olmasına rağmen bebekler ilk dönemlerden itibaren babalarına karşı da bağlanma geliştirirler. Babaların, bebeğin hayatındaki rolü çok değerlidir. Ne kadar zaman geçirdikleri, oyun oynamaları (dokunsal ve duyusal)etkileşimde bulunmaları değerlidir.Bebekle fiziksel temas kurmak, güvenli bağlanma için çok değerlidir. bebek ile oynanan gıdıklama, “ceeee” oyunları, el-ayak masajları güvenli bağlanmayı güçlendirir. çocuğun ya da bebeğin duygularına uygun şekilde karşılık vermeli ve bebek için ulaşılabilir olunmalıdır. Bebek korktuğunda, üzüldüğünde olduğu gibi, olumlu duygular yaşadığında da anne -babasının yanında olabileceğini bilmesi gerekir.
Bebekle ya da erken dönemde olan çocukla işe giderken, dışarı çıkarken vs. bir süre ayrı kaldıktan sonra tekrar bir araya gelindiğinde bebeğin ne kadar süre anne-baba ile vakit geçirmeye ihtiyacı olduğunu iyi gözlemlemek, ne için dışarda olduğunu tekrar açıklayarak tamamlayıp döndüğünü söylemek, bebeğe ihtiyacı olan bu süreyi önce mutlaka vermek, verdikten sonra başka işler ile meşgul olmak, bebeğin ayrı kaldıktan sonra da anne-babaya ulaşabileceği ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecek zamanın ona tanınacağını öğrenmesine ve kendini güvende hissetmesine yardımcı olur.
Bebek biraz daha büyüyüp hareketlenmeye başladığında anneden/bakım veren kişiden biraz biraz uzaklaşmaya başlayabilir. Bu durumda sakince bebeğin güvenle ortamı keşfetmesine izin vermek ve geri dönmek istediğinde orada olunacağı hissettirmek vb oldukça önemlidir.